4 Kasım 2011

SeaFood Bangkok






Yüzüyorsa Bizde Vardır! Evet sloganları bu.









Bangkonka indiğiniz gün ilk akşam yemeğinizi sea food da yiyorsunuz. Tabi denizden babam çıksa yerim diyenlerdenseniz. 






Racon şöyle. İçeri girdiğinizde sizi 15-20 garson karşılayıp hoşgeldiniz diyor. Önce acaba burası Supermarket mi yoksa Restaurant mı diye düşünüyorsunuz. Sonra ortama adapte olunca ikisinin de bir arada olduğunu anlıyorsunuz.







Supermarket sepetinizi alarak taze deniz ürünlerinin olduğu reyona geçiyorsunuz. Denizden çıkmış aklınıza gelemeyecek ve var olduğunu bilmediğiniz envai çeşit deniz ürünleri var bu upuzun reyonda. Ufak poşetleri alıp yemek istediğiniz ürünlerden dilediğiniz kadar alıyorsunuz. Aman dikkat edin! Hepsinden azar azar alın. Oraya giden herkes aynı hatayı yapıyor. Az geleceğini düşünerek onu da şunu da bunu da alalım diyorsunuz. Ve karşınıza 6 kişilik yemek geliyor. Suşileri de denemenizde fayda var. Deniz ürünleri aldıktan sonra salata malzemelerinizi, meyvenizi ve ekmeğinizi alıp kasaya ilerliyorsunuz. Biz sepetin tamamını neredeyse dolduk 2 kişilik bu aldıklarımız. Tüm bunlar 200 Baht yani 100 TL tuttu. 







Satın aldığınız yiyecekleri garsonlar masanıza gelip alıyorlar. Ve aldığınız ekmekten balığa kadar, soğandan meyveye kadar nasıl pişmesini istediğinizi size soruyor. Izgara, tava, ekmekleri özellikle sarımsaklı yaptırın. İçeceklerde geldikten sonra tabaklar gelmeye başlıyor ve gördüğünüz gibi o kadar fazla almışız ki bütün bu tabaklar 2 kişilk. Karides yiyebileceğinizin en büyüklerinden. Kalamar en tazesinden (fakat tarator sosu bilmediklerinden eksikliğini duyuyorsunuz), yengeç bacaklı suşi harika... Yanlız şöyle bir durum daha var sarımsak sevmeniz lazım. Çünkü gördüğünüz gibi kalamar karides silme sarımsakla pişiyor. Bir daha yiyemem diye tıka basa yiyorsunuz.